Ev ve mutfak eşyaları sektöründe faaliyet gösteren 70 ülkeden 200’ün üzerinde nitelikli alıcı, bu yıl 8’incisi düzenlenen ‘Turkish Houseware by Invitation Only Türkiye’ etkinliğinde İstanbul’da bir araya geliyor. Etkinlik, 22-23 Mayıs tarihlerinde, Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD), İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) ve İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) iş birliğiyle yapılıyor.
Ekonomi Gazetesi’nden Merve Yiğitcan’ın haberine göre; Katılımcı başkanlar üreticinin artık kâr etmekte zorlandığını ve sürdürülebilir üretimin tehlikeye girdiğini ifade etti.
Etkinlik öncesi düzenlenen basın toplantısında; kimya, demir-dışı metaller ve ev-mutfak eşyaları gibi Türkiye ihracatının güçlü sektörleri, mevcut üretim ve ticaret koşullarını değerlendirdi.
EVSİD Başkanı Özger: Gövdemizi taşın altına koyduk
EVSİD Başkanı Talha Özger, organizasyona Türkiye’den 100’den fazla üretici firmanın katıldığını ve Avrupa, Amerika, Latin Amerika, Afrika ve Orta Doğu’dan 200’den fazla alıcının İstanbul’da Türk üreticilerle buluşacağını ifade etti. Sektörün ihracat artışı için olağanüstü bir çaba içinde olduğunu belirten Özger, “Artık elimizde çanta, kapı kapı ihracat kovalıyoruz. Taşın altına elimizi değil, gövdemizi koyduk” dedi.
Tecdelioğlu: Kâr etmiyoruz, bu sürdürülemez!
İDDMİB Başkanı Çetin Tecdelioğlu ise yüksek faiz ve düşük kur nedeniyle ihracatçının kârsız hale geldiğine dikkat çekti. “Genel giderlerimiz enflasyonla şişerken, döviz kuru aynı şekilde artmıyor. Kâr edemiyoruz, bazı sektörlerde zarar eder durumdayız” diyen Tecdelioğlu, sadece al-sat zihniyetiyle sektörlerin ayakta kalamayacağını vurgulayarak sanayiye destek çağrısında bulundu.
Pelister: Çin karanlık fabrika kuruyor, biz hala kurla uğraşıyoruz
İKMİB Başkanı Adil Pelister de uluslararası rekabette ciddi bir zafiyet yaşandığını söyledi. Çin’in yüksek teknoloji ürünü üretimle avantaj elde ettiğini belirten Pelister, Türkiye’de ise hâlâ kur dalgalanmaları, bürokratik mevzuatlar ve finansman sıkıntısının iş yapmayı zorlaştırdığını söyledi. “GSYH içindeki sanayi payı düşüyor. Bizde ölçek büyütmek zorunlu ama bu faiz ortamında mümkün değil” dedi.
Burak Önder: Talep var ama nakit yok!
ZÜCDER Başkanı Burak Önder ise rekabet sorunlarının sürdürülebilirliği tehdit ettiğini vurguladı. “Türkiye’de üretici artık kendi ülkesine bile pahalı geliyor. Talep var, iş var ama nakit akışı büyük problem. Sanayici üretimden soğuyor. Kamu, elindeki kaynakları üretim ve ihracata yönlendirmeli” diye konuştu. Önder, ayrıca ABD pazarındaki fırsatları değerlendirmek için dahi finansmana erişimin şart olduğunu, bu nedenle yeni bir KGF (Kredi Garanti Fonu) paketinin ihtiyaç sahiplerine yönelik hazırlanması gerektiğini belirtti.
Sektör temsilcileri, mevcut ekonomik ortamda üreticinin dayanma gücünün sınırına geldiğini ve hükümetten önümüzdeki dönemde yapısal destekler beklediklerini ifade ediyor. Yüksek üretim maliyetleri, cazip olmayan kur seviyeleri ve finansmana erişimdeki zorluklar, Türkiye’nin ihracat vizyonunu riske sokuyor.